be supposed

  1. Verb farz olunmak
  2. Verb sanılmak
birşey olması gerekmek Verb
birşey olması beklenmek Verb
birşeyi yapması beklenmek Verb
birşeyi yapması gerekmek Verb
gerekmek, lâzım gelmek, olması beklenmek.
I am supposed to be in Ankara tomorrow: Yarın Ankarada
olmam gerekiyor.
The ship is supposed to arrive today: Geminin bugün gelmesi lâzım/bekleniyor.
What am I supposed to do now? Şimdi ne yapmalıyım?
You are not supposed to do that: Onu yapmamalısın.
He is supposed to be rich: Zengin olduğu söyleniyor.